öznel — sf. Özneye ilişkin olan, öznede oluşan, nesnelerin gerçeğine değil, bireyin düşünce ve duygularına dayanan, enfüsi, subjektif, nesnel karşıtı Bence bunu düşünelim ve ortaya çıkacak öznel davranışımızı içtenlikle dile getirelim. M. C. Anday … Çağatay Osmanlı Sözlük
enfüsi — öznel; subjektif … Hukuk Sözlüğü
enfüsi — is., esk., Ar. enfusī Nesnelerin gerçeğine değil, ferdin düşünce ve duygularına dayanan, öznel … Çağatay Osmanlı Sözlük
nesnel — sf. 1) Nesne ile ilgili, nesneye ilişkin, öznel karşıtı 2) mec. Gerçeğe varmak amacıyla, taraf tutmadan inceleme yapan, hüküm veren, afaki, objektif 3) fel. Bireyin kişisel görüşünden bağımsız olan, objektif … Çağatay Osmanlı Sözlük
öznelcilik — is., ği, fel. Bütün bilgilerin özneye ilişkin ve değer yargılarının bireysel, öznel olduğunu ileri süren öğreti, subjektivizm … Çağatay Osmanlı Sözlük
öznellik — is., ği, fel. Öznel olma durumu, subjektivite, nesnellik karşıtı … Çağatay Osmanlı Sözlük
subjektif — sf., Fr. subjectif Öznel, objektif karşıtı … Çağatay Osmanlı Sözlük
tekbencilik — is., ği, fel. Yalnız ben varım, benden başka her şey yalnızca benim tasarımımdır diyen, öznel beni bilinç içerikleriyle birlikte tek gerçek, tek var olarak kabul eden görüş, solipsizm … Çağatay Osmanlı Sözlük
ALGI — (İdrak) İnsanın kendi varlığından veya çevresinden aldığı uyarımların, zihinde yorumlanması, mânalandırılması. Doğru idrak gibi yanlış idrak da olabilir. Yanlış idrak göz yanılması yâhut olmıyan bir şeyi görmek şeklinde olabilir. Dünyayı, idrak… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük